|
Mefharı-i Mevcudat, Hazret-i Fahri Kainat Muhammed Mustafa ra salavat Allahümme salli ala seyyidina Muhammedinin-Nebiyyi ve ala alihi ve sahbihi ve sellim
Mi'râc Bahri
Söylenirken Cebrâil ile kelâm Geldi Refref önüne verdi selâm Aldı ol Şâh-ı cihânı ol zamân Sidre’den götürdü ve gitti hemân
Bir fezâ oldu o demde rû-nümâ Ne mekân var ânda ne arz üu semâ Kim ne hâlîdir ne mâlî ol mahal Akl u fikr etmez o hâli fehm ü hall
Ref’ olup ol Şâh'a yetmiş bin hicâb Nûr-i tevhîd açdı vechinden nikâb Her birisinden geçerken ileru Emr olurdu yâ Muhammed gel beru
Çün kamusunu görüp geçdi öte Vardı erişdi ol ulu Hazret'e Şeş cihetden ol münezzeh Zü’l-Celâl Bî-kem u keyf âna gösterdi cemâl
Zâten ol Sultân-ı mâ-zâgal-basar Eylemişdi Hakk'a tahsîs-i nazar Âşikâre gördü Rabb-ül-izzeti Âhıretde öyle görür ümmeti
Bî-hurûf u lafz u savt ol pâdişâh Mustafâ’ya söyledi bî-iştibâh Dedi kim matlûb u maksûdun benem Sevdiğin cân ile ma’bûdun benem
Gece gündüz durmayıp istediğin N’ola kim görsem cemâlin dediğin Gel habîbim sana âşık olmuşam Cümle halkı sana bende kılmışam
Ne murâdın var ise edem revâ Eyleyem bir derde bin türlü devâ Mustafâ dedi Eyâ Rabb-i rahîm Ey hatâ-pûş u atâsı çok kerîm
Ol zaîf ümmetlerim hâli n’ola Hazretine nice anlar yol bula Gece gündüz işleri isyân kamu Korkarım ki yerleri ola tamu
Yâ İlâhî hazretinden hâcetim Bu-durur kim ola makbûl ümmetim Hak teâlâdan erişdi bir nidâ Yâ Muhammed ben sana kıldım atâ
Ümmetini sana verdim ey Habîb Cennetimi onlara kıldım nasîb Yâ Habîbim nedir ol kim diledin Bir avuç toprağa minnet eyledin
Ben sana âşık olunca ey şerîf Senin olmaz mı dü âlem ey latîf Zâtıma mir’ât edindim zâtını Bile yazdım adım ile adını
Hem dedi kim yâ Muhammed ben seni Bilirim görmeğe doymazsın beni Lîk dîn emri tamâm olmak içün Ümmetin de bana yol bulmak içün
Avdet edip da’vet et kullarımı Tâ gelüben göreler didârımı Sen ki mi’râc eyleyip etdin niyâz Ümmetin mi’râcını kıldım namâz
Her kaçan kim bu namâzı kılalar Cümle gök ehli sevâbın bulalar Çünki her türlü ibâdet bundadır Hakk'a kurbiyetle vuslat bundadır
Sıdk ile beş vakt olundukça edâ Elli vaktin ecrin eyler Hak atâ Mâhasal ol anda doksan bin kelâm Sebk edip buldukda encâm u hitâm
Tarfet-ül-ayn içre ol Fahr-i cihan Ümmü Hânî evine geldi hemân Her ne vâki’ oldu ise serteser Cümlesin ashâbına verdi haber
Dediler ey kıble-i islâm ü dîn Kutlu olsun sana mi’râc-ı güzîn Biz kamumuz kullarız sen şâhsın Gönlümüz içinde rûşen mâhsın
Ümmetin olduğumuz devlet yeter Hizmetin kıldığımız izzet yeter