Altay Tufan
Efsanesi,
özetle şöyledir: Sel bütün yeri kapladığında,
Tengiz
(=Deniz) yerin üzerinde efendi idi. Tengiz'in yönetimi
altında Nama adında iyi bir erkek yaşardı. Nama'nın Sozun Uul, Sar Uul
ve Balık adlarında üç oğlu vardı. Ülgen (Tanrı), Nama'ya bir kerep
(=tahta
sandık) yapmasını buyurdu. Nama, sandığın yapılması işini
üç oğluna bıraktı. Oğulları, kerepi bir dağ üzerinde
yaptılar. Kerep yapıldıktan sonra Nama, onu her biri seksen
kulaç olan sekiz halatla köşelerinden yere bağlamalarını
söyledi. Böylece su seksen kulaç yükseldiğinde
durum anlaşılacaktı. Bundan sonra Nama, ailesi ile çeşitli
hayvanları, kuşları alarak kerepe girdi. Yeryüzünü sisler kapladı.
Dünya
korkunç bir karanlığa gömüldü. Yerin altından,
ırmaklardan, denizlerden sular fışkırdı. Gökten sağanaklar
boşandı. Yedi gün sonra yere bağlanan halatlar koptu, kerep
yüzmeğe başladı; suyun seksen kulaç yükseldiği
anlaşıldı. Yedi gün daha geçti. Nama en büyük
oğluna kerepin penceresini açmasını, çevreye bakmasını
söyledi. Sozun Uul bütün yönlere baktı. Sonra
şöyle dedi: "Her şey suların altına batmış. Yalnızca
dağların
dorukları görünüyor." Daha sonra Nama da baktı. O da
"Gökyüzü ile sular dışında bir nesne
görünmüyor" dedi. Kerep sonunda sekiz dağın birbirine
yaklaştığı yerde
durdu. Çomoday ve Tuluttu dağlarında karaya oturdu. Nama
pencereyi açtı, kuzgunu serbest bıraktı. Kuzgun geri
dönmedi. İkinci gün kargayı gönderdi,
üçüncü gün saksağanı gönderdi.
Hiçbiri geri gelmedi. Dördüncü gün bir
güvercin gönderdi. Güvercin, gagasında bir ince dalla
geri döndü. Nama bu kuştan, öteki kuşların niçin
geri gelmediğini öğrendi. Onlar sırasıyla geyik, köpek ve at
leşi yemek üzere gittikleri yerde kalmışlardı. Nama bunu duyunca
öfkelendi. "Onlar şimdi ne yapıyorsa, dünyanın
sonuna değin
onu yapmağa devam etsinler" dedi. Efsanenin devamında Nama yaşlandığı
zaman,
kurtardığı canlıları öldürmesi için kendisini
kışkırtan karısını öldürür. Oğlu Sozun Uul'u yanına
alarak cennete (göğe) çıkar. Daha sonra orada beş yıldızlı
bir yıldız kümesine dönüşür. Holmberg'in
düşüncesine göre, tufan kahramanları, Yayık Han'a
dönüşmüştür. Yayık Han, Altay Türkleri'ne
göre, insanları koruyan ve yaşam veren bir ruhtur. Ayrıca
insanlarla Ülgen (Tanrı) arasında elçilik yapar.
Altay Tufan Efsanesi
