Cuma Hutbesi
Peygamberimiz ve Aile Ahlakı:
Alemlere rahmet olarak gönderilen1 son Peygamber2 Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) doğumu vesilesiyle idrak edilen ‘Mevlid-i Nebi Haftası’ içindeyiz. Kutlu olsun, mübarek olsun, hayırlara vesile olsun!
Değerli Müminler! Aylardan Rebiülevvel olunca akıllarımıza Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.) gelir. Doğumundan vefatına kadar verdiği o zorlu mücadeleler gelir. Dürüstlüğü gelir, merhameti gelir, adaleti gelir. Ailesine karşı göstermiş olduğu şefkat ve hoşgörü gelir. Onun örnek hayatı içinde, doğumundan 1500 yıl geçse de önemini yitirmeyecek olan aile bağları da bizler için ayrı bir ders niteliğindedir. Bu özel yılda, Mevlid-i Nebi Haftası’nın ana teması, derin anlamından hareketle ‘Peygamberimiz ve Aile Ahlakı’ olarak belirlenmiştir. Onun örnek aile ahlakını hayatımıza taşıyarak yaşamımıza güzellikler kazandırmamız gerekir.
Değerli Müminler! Aile,toplumun temel taşı ve hayatın dengesidir. Peygamberimiz, her alandaki örnekliği gibi, aile yaşantısıyla da bizlere en güzel modeli sunmuştur. Onun hayatına baktığımızda, bu temel değerlerin sevgi ve merhamet üzerine kurulduğunu görürüz. Sevgi ve merhamet, dört duvardan oluşan soğuk bir yapıyı, sıcacık bir yuvaya dönüştüren iki önemli etkendir. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için kendi türünüzden eşler yaratması, aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de Allah’ın varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.”3
İşte bu ayet, bize evliliğin yalnızca bir toplumsal kurum olmadığını, aynı zamanda üzerinde düşünülmesi ve ders çıkarılması gereken bir sorumluluk olduğunu hatırlatır. Bu bilinçle baktığımızda evlilik, büyük bir sevinç ile başlayıp incir çekirdeğini doldurmayan küçük kırgınlıklarla sonlandırılacak sıradan bir anlaşma değildir. Aksine, evlilik, Rabbimizin ifadesiyle, taraflara sorumluluklar yükleyen çok önemli bir sözleşmedir.4 Bu sözleşmenin olmazsa olmaz değerleri vardır. Sevgi vardır, saygı vardır, güven vardır, sadakat vardır; karşılıklı hoşgörü, sabır ve anlayış vardır. Ve elbette, iyi günde olduğu gibi kötü günde de birbirinin yanında olmayı gerektiren vefa vardır.
Peygamberimizin aile hayatı hakkında bizler için rehber olacak çok sayıda hadis-i şerif vardır. Ancak içlerinde öyle bir hadis vardır ki, adeta tüm diğer sözlerini içinde barındırır ve bize hayatımız için bir hedef gösterir: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olandır.”5 Bu hadisi, her evden çıkarken ve her eve girerken mutlaka hatırlayalım. Yaşadığımız dönemin şartlarına göre en hayırlı anne, en hayırlı baba, en hayırlı evlat olmak için elimizden geleni yapmaya kendimize söz verelim. Tıpkı Peygamberimiz gibi yumuşak kalpli ve olgun bir eş olalım; aile bireylerimize karşı kırıcı olmayalım. Eşlerimizin haklarına titizlikle riayet edelim ve onların da bir kalbi olduğunu unutmayalım. Dışarıdaki problemleri mümkün olduğunca eve taşımayalım. Öfkelendiğimizi hissettiğimizde ortamdan uzaklaşalım. Ya hayır konuşalım ya da susalım. Anlaşmazlık yaşadığımızda alttan alarak sorunları büyütmeyelim. Bilerek veya farkında olmadan eşimizi kırdıysak kendilerinden özür dileyip, gönüllerini alalım. Vefat etmiş olan eşlerimizi de hayır dualarla analım.
Rabbim, ailemize huzur ve mutluluk ihsan eylesin; yuvalarımızı her türlü olumsuzluktan korusun, muhafaza eylesin. Mevlid-i Nebi Haftası, ailemizin daha da bilinçlenmesine vesile olsun. Cumamız mübarek olsun!
DİTİB Hutbe Komisyonu
Kardeşlerim! Sizlere bir hatırlatma yapmak istiyorum: Dil bir milletin hafızasıdır; ana dilimizi koruduğumuzda kültürümüzü ve değerlerimizi yaşatmış oluruz. Evlatlarımızın köklerinden kopmadan yetişmesi hem inancımızı hem de kültürümüzü geleceğe sağlam bir şekilde taşıyacaktır. Bu nedenle çocuklarımızı Eğitim Ataşeliğimizin düzenlediği Türkçe ve Türk Kültürü derslerine yönlendirelim, onları bu konuda teşvik edelim.
Kaynaklar:
1 Enbiya,
21/107.
2 Ahzab, 33/40.
3 Rûm, 30/21.
4 Nisa,
4/21.
5 İbn Mâce, Nikâh, 50.