Karadeniz'in incisi Sinop
Türk İdaresi Dönemi
Sinop'un
Fethi ve Selçuklular Dönemi
Türklerin
Anadolu'ya girdikten sonra ilgilendikleri yerler arasında
Paflagonya ve Sinop civarı da vardır. 1085 yılında
Süleymanşah'ın komutanlarından Karatekin'in
Sinop'u Bizanslılardan aldığından bahsedilir.
Ertesi yıl Bizanslılar, Sinop'u kurtarmak için
Konstantin Dalassenos komutasında bir donanma gönderdiler.
Bu sırada İzmir Bey'i Çaka'nın Bizans
topraklarına karşı giriştiği saldırılar
sırasında Bizanslı komutan Nikephoros'un yenilgiye
uğraması Bizanslıları zor durumda
bıraktığından Konstantin Dalassenos'u geri
çağırdılar. Pekar bu sırada
Bizanslıların Sinop'a tekrar sahip çıkmaları
Büyük Selçuklular ile Anadolu Selçukluları
arasındaki siyasi çekişmeler yüzünden
olmuştur.
1176 Miryokephalon zaferinden sonra
Türklerin Bizanslıları Anadolu'nun büyük
bir kısmından atabildikleri anlaşılmaktadır.
İbn-î Bibi'deki kayıtlardan anlaşıldığına
göre Paflagonya bölgesinin fatihleri, başarılarına
karşılık olarak Selçuklu Sultanları
tarafından ikta olarak verilen Kastamonu yöresinin
sahipleri ve Bizanslılara karşı yürütülen
mücadelenin lideri olan Çoban ailesidir. Güçlü
bir yönetimle Selçuklular'ın sonuna kadar
Kastamonu ve civarını elinde tutan bu aile ile Sinop'un
birkaç kez Türkler tarafından fethedilmesi
arasında ilişkiler vardır.
Sinop'un Bizans
yönetiminde bulunduğu sıralarda Kırım'a
gitmek isteyen Selçuklu tacirleri burada gemiye binmek
suretiyle Sinop Limanı'ndan faydalanıyorlardı. IV.
Haçlı Seferi sırasında Haçlılar,
1204 de İstanbul'u ele geçirip bir Latin Devleti
kurunca İmparatorun damadı Theodoros Lascaris'in kurduğu
İznik Bizans Devleti ve yine Komnenos hanedanından
Aleksios ve David Komnenos kardeşlerin Trabzon'da kurdukları
Trabzon Rum Devleti oluştu. Bu üçe bölünmüş
Bizans mirası karşısında Anadolu'yu Selçuklu
Devleti ikinci planda bir kara devleti haline geliyordu. Oysa
Anadolu Selçuklularının Kırım
ticaretini geliştirebilmeleri ve Karadeniz'de Hıristiyan
güçlerine karşı koyabilmeleri için
Sinop gibi ticari ve askeri bir limana ihtiyaçları
vardı. Bu sırada David Komnenos, kıyı şeridi
boyunca ilerleyerek Sinop ve Ereğli'yi aldı. İznik
devleti ile çatışmaya girdi. Bu durumda Selçuklu
Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev ile anlaşan
Laskarisler, David Komnenos'u geri çekilmeye zorladılar.
Fakat kendi güvenliklerini düşünen
Selçuklular, Karadeniz'de üçüncü bir
güç olarak ortaya çıkmak isteyince
gözlerini ilk olarak Sinop'a diktiler. Kardeşiyle olan
taht kavgasını halleden I. İzzeddin Keykavus, o
sırada Trabzon Rum İmparatoru I. Aleksios Komnenos'un
Canik tekfuru Kir Aleksi tarafından idare edilen ve yöre
halkına çeşitli zulüm ve yağmalar yapan
bu valinin idaresindeki Sinop'a yürüdü.
Şehrin
zaptının zor olduğu bilindiğinden muhasaraya
ve ablukaya karar verildi ve sultan, vilayet beylerini savaşa
çağırdı. Olaydan habersiz olan Kir Aleksi bu
sırada Sinop dışında avlanıyordu. Ordudan
çıkarılan bir müfrezenin Kir Aleksi'yi
yakalayıp sultanın önüne çıkartması
olayları hızla geliştirdi.
Kalenin önüne
getirilen tekfura karşılık şehrin teslim
edilmeyeceğini söyleyen Sinop'luların daha sonra
fikirlerini değiştirerek şehri kansız olarak
Selçuklulara bırakmaları bir sürpriz
olmuştur. Bu olaydan sonra yapılan anlaşmayla
Aleksi yıllık vergiye bağlandı ve adamlarıyla
birlikte Canik'e gönderildi. (1214) Şehirde kalmak
isteyenler serbest bırakıldı. Şehir tekrar
düzenlendi, Kiliseler Camiye çevrildi. Bir medrese
yapıldı, kale tamir edildi, tapu defterleri düzenlendi.
Şehre Çepni oymaklarından boylar yerleştirildi.
Sultan sefere katılan beylerden Simre Valisi Bedrüddin
Ebu Bekir'i Sinop Valisi ve komutanı olarak bıraktıktan
sonra Sivas'a döndü. İbn Said el Magribi, Sinop
Limanı'nda Konya Sultanına ait donanmanın
bulunduğunu, çam ormanlarıyla kaplı
Kastamonu ve Amasya dağlarından kesilen kerestenin su
yolu ile Sinop Darüs Sın'a'sında (tersane) gemi
inşaası için nakledildiğini belirtir. Kısa
sürede oluşturulan bu donanma ile fethin ardından
Soğdak seferi yapılır. Soğdak ve civarına
Ruslar egemen olmuşlardı. Ruslar bu bölgede
Selçuklu korumasını kabul etmişlerdi.
Soğdak'a bir Türk Garnizonu yerleştirilerek camii
yapıldı.(1225) Sinop'tan yapılan bu sefer Sinop'un
üs olarak o dönemdeki gücünü gösterir.