Recep Ayı
Konular: 1.
Recep Ayının Fazileti Receb, tazim ve
saygı anlamına gelir, îslâm öncesi Araplar Receb
ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve
şanını yüceltirlerdi. Receb ayı gelince kılıçlar
kınına sokulur, oklar torbalarına yerleştirilir,
derin ve kanlı husumetlerin üzerine geçici de olsa
bir sükûnet örtüsü çekilirdi. Artık o gürültülü ve
korkunç çöller tatlı bir huzurun baharına dalar, her
taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi. Öyle
ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa
bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya "sağır
ay" denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır. Receb ayına sağır
denmesinin bir başka anlamı da şöyle ifade edilir:
Bu ayın bereketi hürmetine, bu ayda işlenen günah ve
hataları manen bu ay duymamakta, mü'minlerin sadece
ibadet ve sevaplarına şahitlik etmektedir. Böylece
Cenab-ı Hak mü'min kullarının bu ayda işlemiş
oldukları günahları bağışlamaktadır. İslâmiyet gelince
de Receb ayına mahsus olan saygı devam ettirildi.
Bilhassa Regaib ve Mi'rac gibi tecellilerle
şereflendirildi. Receb'e, “recm ayı”
da denir. Buna göre, mü'minlerin eziyet ve zahmet
vermemesi için şeytanlar bu ayda taşlanır, kovulup
uzaklaştırılır. Receb ayı Hicrî
ayların yedincisi ve Ramazan'dan iki ay öncesidir.
Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve
Mi'rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması
faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur'ân'da
haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması,
Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha
artırmıştır. Receb ayı, “üç
aylar” olarak bilinen mübarek bir mevsimin ilk
ayıdır. Bu aylara “çok sevaplı ibadet ayları” diyen
Bediüzzaman, onların kazandırdıkları sevap ve
mükâfatlar bakımından, mü'minlerin önünde nasıl bir
kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret
eder: “Her hasenenin
(ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i
Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamada üç yüzden
ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma
gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir
Gecesinde) otuz bine çıkar.” (3) Buna göre Receb
ayında işlenen ibadet, edilen iyilik, yapılan
hizmetlerin manevî ecri ve sevabı bire yüz
verilmektedir. Bunun için mü'minler bu aydaki
nasiplerini arttırmak maksadıyla daha çok gayret
sarf ederler. Hayır ve hasenata biraz daha ağırlık
verirler. Bazı hikmet ehli
âlimler Receb ayı hakkında şu yorumları
getirmişlerdir: Receb eza ve cefâyı
terk içindir, Şaban amel ve vefa içindir, Ramazan
sıdk ve safa içindir. Receb tevbe ve
pişmanlık ayıdır, Şaban muhabbet ayıdır, Ramazan
kurbet (Allah'a yakınlık) ayıdır. Receb hürmet
ayıdır, Şaban hizmet ayıdır, Ramazan nimet ayıdır. Receb ibadet
ayıdır, Şaban dünyanın safasını terk etme ayıdır,
Ramazan ibadetlerin mükafatını artıran aydır. Büyük tasavvuf ehli
Zünnün Mısrî der ki: Receb ayının diğer
aylardan farklı bir ibadeti de oruçtur. Mümkün
mertebe bu ayda daha fazla oruç tutulmaya çalışılır.
Ebû Davudta, hiç ara vermeden devamlı surette oruç
tutan bir zâta Peygamberimiz Aleyhissalâtü
Vesselamın bazı tavsiyelerden sonra şöyle buyurduğu
rivayet edilir: Hadisin devamında
ravî olan Şahabı şöyle demektedir: Bilindiği gibi
haram ayları, "Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb"
aylarıdır. Diğer aylarda
nasılsa, Receb ayında da ayın ortasında veya belli
günlerinde, yahut üçer gün ara vermek suretiyle oruç
tutulması tavsiye edilmektedir. Bu arada Ramazan
ayında bozmuş olduğu bir oruçtan dolayı kefaret
orucu tutmak isteyenler için Receb ve Şaban ayı iyi
bir fırsattır. Receb ayının birinci gününden
itibaren hiç ara vermeden Şaban ayı da dahil olmak
üzere iki ay üst üste oruç tutarsa tam bir kefaret
borcunu ödemiş olur. Peşinden Ramazan ayının orucu
da geleceğinden böylece üç ay boyu, bir gün dahi
yemeden oruç tutmuş olur. Bu durumda oruç borcunu
öderken aynı zamanda sevap hazinesini de doldurmuş
ve geliştirmiş sayılır. Madem Receb ayı
günahların affedildiği aydır. Bağışlanmanın yolunu
ve istiğfarın nasıl yapıldığını bilmek gerekiyor.
Rivayete göre şu istiğfar duasını Receb ayında yedi
kere okuyan kimsenin günahları affolunmaktadır.
“Estağfirullâhe'l-Azîme'llezî la ilahe illâ hû
el-Hay-yü'1-Kayyûmu ve etûbü ileyh. Tevbete abdin
zâlimin li-nefsihî lâ-yemlikü li-nefsihî mevten velâ
hayâten velâ nüşûrâ.” Mânâsı: “Hayat
sahibi olan, her şeyi idare edip ayakta tutan,
kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tan
mağfiret dilerim. Kendi nefsine zulmetmiş kulun
tevbesi gibi Ona tevbe ederim. Öyle bir kul ki,
kendi nefsi adına ne ölüme, ne hayata ve ne de
tekrar dirilmeye sahip değildir.” (7) Üç aylar birer dua
ve niyaz mevsimidir. En güzel duaları başta
sahabiler olmak üzere İslâm büyüklerinden
öğreniyoruz. Hz. Ali'nin Receb ayında şu şekilde dua
ettiği rivayet edillir: “Allahım, salat
eyle Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamın üzerine;
hikmet yıldızları ve devamlı nimet ve ismet kaynağı
ehl-i beytine. Allahım, beni her
türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet
üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla
bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin
zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim. Allahım, beni
bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez.
Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin
ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur.
Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir. Allahım, bana
sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle.
Şükür ve takvaya ulaştır. Allahım, Senden
sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık
ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma
ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları
mü'min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan
ayrılmalarını nasip eyle.” Bazı Selef
büyükleri de Receb ayı gecelerinde şöyle dua
etmişler: “Allahım, Sana
mahzun gönlümle, isteklerini kabul buyurduğun
dostlarının duası ile niyaz ediyorum. Zatına
eriştirdiğin ve Senin rızanı isteyenlerin dili ile
Senden talep ediyorum. Umarım Senin ululuğundan,
Seni bileyim ve kulluk edeyim. Yâ Rab, bu gecenin
rahmet ve bereketinden sevap ve mükâfatından beni
nasiptar et. Allahım,
kullarından istediğine, istediğini verirsin, kim
Seni onlara ikram etmekten alıkoyabilir? Ben fakir
ve âciz bir kulum. Fazl ve kereminden nimetlerini
ümit ediyorum. Sana sığınırım ve ancak Senden yardım
dilerim Yüce Mevlam, bu
gece kullarına çok rahmet ve bereketini döker,
saçarsın. Allahım, Sana yalvaran dilleri, Sana
kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla
faydalandır bizi. Nimetlerinle donat hepimizi. Allahım, salât eyle
Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip
tükenmeyen rahmet ve bereketinle. Yâ
Rabbe'l-Âlemin!”
Recep Ayı Girdiğince Yapılacak Duâ Okunuşu: "Allahumme
barik lena fi recebe ve şa'ban ve belliğna ramazan" Abbad ibnu hanif
anlatıyor: “Said İbnu Cübeyr Rahimehullah'a Recep
ayındaki oruçtan sordum. Bana şu cevabi verdi. - Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Recep ayında
bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz; galiba hiç
yemeyecek (ayın her gününde tutacak) derdik, (bazı
yıllarda da öyle) yerdi ki biz, galiba hiç
tutmayacak derdik.” (9) Yukarıda ki hadisi
şeriften anlaşıldığı üzere Recep ayında oruç tutmak
pek faziletlidir. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem efendimiz bu ayda oruç tutmuştur. Bazı
yıllarda tamamına yakınını oruçlu geçirmiş, bazı
yıllarda da az bir kısmını oruçlu geçirmiştir. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Recep ayı ve Recep
ayında tutulacak oruç hakkında şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir: -“Recep Allah'ın
ayıdır; Şaban benim ayımdır, ramazan ise ümmetimin
ayıdır". Recep ayının niçin Allah'ın ayı olduğu
sorulduğunda: -"Çünkü bu ayda özellikle mağfiret
boldur. Bu ayda, halkın kan dökmesine mani vardır.
Bu ayda, Allah-ü Teala, Peygamberlerinin tövbelerini
kabul buyurmuştur. Allah-ü Teala bu ayda,
peygamberlerini düşmanlarından korumuştur. Birkimse,
recep ayını oruçlu geçirirse, Alla-ü Teala üç şeyi
onun için gerekli kılar. Şöyle ki: Resuhullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sorarlar: Ashab'tan
Mucibetü'l-Bahiliyle Radıyallahu Anh'dan: babası
veya amcası, kabilesinin elçisi olarak Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve gitti. Bir
sene sonra kılık ve kıyafeti değişmiş olduğu halde
peygamberimizin yanına geldi, ve:
Recep Ayı Namazı (1). Mehmet Paksu,
Mübarek Aylar, Günler ve Geceler, Nesil Yayınları
2. Recep Ayında Nasıl İbadet
Edilir?
2.a. Recep Ayı Girdiğinde
Yapılacak Olan Duâ
2.b. Recep Ayı Orucu
2.c. Recep Ayı Namazı
Resul-i Ekrem Efendimiz dualarında, “Allahım!
Receb'i ve Şâban'ı hakkımızda hayırlı ve mübarek
kıl, bizi Ramazan'a ulaştır” buyururlardı. (2)
Receb kelimesindeki “R” Allah'ın rahmetine, “C”
Allah'ın cömertliğine ve yardımına, “B” ise Allah'ın
birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder.
Receb ayına “mutahhar” denmesinin sebebi, bu ayı
oruçlu geçirenlerin günah ve hatalarından temizlenip
paklanmasıdır. Receb ayının Peygamberler tarihinde
ayrı bir yeri vardır. Meselâ, Nuh Aleyhisselâm ve
kavmi Receb ayında gemiye binmiş ve tufandan
kurtulmuşlardır.
“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan
derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer,
ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi
bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur.
Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.” (4)
“Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak,
haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve
bırak.” (5)
“Resulullah 'tut' dedikçe, üç parmağını yumdu,
'Bırak' deyince de üç parmağını bıraktı.” Böylece
Peygamberimizin o zata, “Üç gün tut, üç gün ara ver”
dediği anlaşılıyordu.
Receb ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç
tutmanın uygun görülmeyişinin sebebi, Receb ve Şaban
aylarının Ramazan ayına benzemesinden
kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca
oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur. Hattâ
Receb ayında bir ay süresince oruç tutmanın mendup
bile olmadığını söyleyen İmam Gazâlî ve İbni Kayyim
el-Cevzî gibi müçtehidler, Ramazan ayına benzememesi
için diğer aylardan farklı olarak Receb ayında
devamlı bir ay boyu oruç tutmayı mekruh görürler.
(6)
Görüldüğü gibi Receb ayında tamamen oruçlu geçirme
hususunda bir hadis ve rivayet yoktur. Üç ayları hiç
ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir,
sadece sâlih zatların güzel bir âdetidir. Receb
ayını tam olarak tutanlara “Tutma” denilmez, ama
fıkhı olarak da hükmünü belirtmek gerekir.
Açıklaması:
"Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için
mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır". Amin!..
Üç ayların ilki olan recep ayı girdiğinde bu duayı
sıkça yapalım, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bu duayı yaparlardı ve ümmetinin de yapmasını
istemiştir.
İbnu Abbas Radıyallahu Anhüma'yı dinledim, şöyle
demişti:
-Geçmiş günahlarının tümünü bağışlar.
-Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder.
-Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan
da onu emin kılar.”;
“Ya Resulullah Recep ayının tümünü oruçlu geçirmeye
gücüm yetmez.
- O halde, ilkinden bir gün, ortasından bir gün,
sonundan da bir gün tutarsın. Böyle ettiğinde ayın
tümünü oruçlu geçirmiş olursun. Zira, yapılan
iyilikler on misli sevap getirir". (10)
-“Ya Resulallah ! beni tamdınız mı?” dedi.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
- “Sen kimsin?” Diye sordu:
- “Geçen sene huzurunuza gelen Bahili'yim” dedi.
- “Neden bu kadar değiştin? Halbuki kılık kıyafetin
düzgündü” dedi.
- “Ya Resulullah! Senden ayrıldığım günden beri
yemek yemedim; yalnız geceleri yedim.” Cevabını
verdi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Selem:
- “Kendi kendine işkence yapmışsın. Sabır ayında
(Ramazan) tamamıyla, diğer ayların her birinden
birer gün oruç tut” buyurdu.
- “Ya Resulullah, günün sayısını artır. Zira bundan
fazla tutmağa gücüm yeter” dedi. Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
-“O halde her aydan ikişer gün oruç tut” dedi.
-“Biraz daha arttır ya Resulullah” dedi.
-“Her aydan üç gün” dedi.
-“Daha artır ya Resulullah” deyince,
-“Recep, Zilka’de, Zilhicce, Muharrem aylarında üçer
gün oruç tut, kalan günlerde iftar et.” Emrini üç
defa tekrarladı ve üç parmağıyla işaret etti. Onları
yumdu sonra bıraktı. (11)
Recep ayı içinde otuz rekat namaz kılınır. Bu otuz
rekatın on rekatı Recep ayının ilk on günü içinde
kılınır. İkinci on rekatı da ikinci on günü içinde
kılınır. Üçüncü on rekatı da üçüncü on günü içinde
kılınır. Her rekatta fatiha okunduktan sonra üç kere
ihlas suresi okunur, ihlası okuduktan sonra da üç
kere de Kâfirun suresi okunur. Bütün rekatlar bu
şekilde okunarak tamamlanır. Bu namazın kılınma
zamanı nafile namazların kılınacağı vakitlerdir.
Belli bir vakti yoktur. (12)
(2). Camiü's-Sağîr, 2:90; Râmuzu'l-Ehâdis, 532.
(3). Şualar, s. 416.
(4). Abdülkadir Geylânî, Üç Aylar ve Faziletleri.
Haz: Mustafa Güner.
(5). Ebû Dâvud, Savm: 54.
(6). İhya, 1:237; Zâdü'I-Meâd, 2:64.
(7). Mecmûatü'l-Ahzâb, 1:599.
(8). Muhammed Yusuf, Üç Aylar İbadet Rehberi, Ekmel
Yayımcılık
(9). Buhari, Savm; Müslim, Sıyam 179,1157;Ebu Davud,
Savm 55, 2430
(10). Gunyet’üt Talibin, Abdulkadir Geylani
(11). Riyazü’s-Salihin
(12). Gunyet’üt Talibin, Abdulkadir Geylani